Sergi Atatürk’ün Nutuk’ta başladığı gibi “1919 Mayıs’ının on dokuzuncu günü Samsun’a çıkışı” ile başlıyor. Onu “Amasya Genelgesi”, “Sivas Kongresi”, “TBMM’nin Açılışı”, “Sakarya Meydan Muharebesi”, “Çukurova, Gaziantep, Şanlıurfa Savunmaları”, “İzmir’in İşgali”, “Anadolu Kadınları Cephane Üretiyor”, “Cumhuriyet’in İlanı” ve “Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi” eserleri ve diğerleri izliyor. Eserlerdeki canlılık izleyenleri o güne, o ana götürüyor. Sergi, ulusumuzun kurtuluş mücadelesinin resimli bir bibliyografyası özelliğini taşıyor.
Sergideki en dikkat çeken özellik ise eserlerin yanına iliştirilen karekodlar. Telefonunuzun kamerası yardımıyla herhangi bir karekodu okuttuğunuzda, ilgili eserin büyük ölçekli halinin İstanbul’un farklı bir metro istasyonunda olduğu bilgisi geliyor. Metro İstanbul bu sayede, kentin birçok alanında sergiyi yurttaşlarla buluşturuyor.
“Cumhuriyetin 100. yılında ve 10 Kasım’da böyle bir sergiyi açmak nasıl bir duygu” diye sorduğumuz Çizgen, “Heyecan verici bir durum. Atatürk, Nutuk’ta bizim aileden bahseder. O yüzden kendimi de çok borçlu hissettim. Yaşasın Cumhuriyet” yanıtını verdi. Çizgen, sergideki eserleri, altı ay gibi bir sürede ortaya çıkarmış. Çizgen, bazı eserleri yaratırken yapay zekâdan da yararlandığını belirterek “Kaynak olarak bazı fotoğraflardan yararlandım ancak tüm eserler tamamen illüstrasyon çalışması” şeklinde konuştu.